Veri okuryazarlığı sadece öğrenilecek bir beceri mi, yoksa yaşanacak bir kültür mü?

Veriden değer üretmek için sadece araçlara değil, o araçları kullanacak insanların veriyle düşünme, analiz etme ve iletişim kurma becerilerine de yatırım yapmak gerekir. Bu yüzden veri okuryazarlığı tek seferlik bir eğitim değil, sürdürülebilir bir kültürdür.

Kurumların, veri okuryazarlık seviyelerini artırmak zorunda olduğu bir dünyada yaşıyoruz. Kurum genelinde böyle bir seviyenin yukarı çekilebilmesi, veri okuryazarlığının ancak kültürel bir programa dahil edilmesiyle gerçekleşebilir. Yani veri okuryazarlığının, kurumsal kültürün bir bileşeni olarak ele alınması ve kurumsal kültür programlarına uygun politikalarla geliştirilmesi gerekir. Bu sayede, çalışanlar ve iş birimleri, kendi aralarında ya da müşterileri ve tedarikçileri gibi dış dünyayla kurdukları iletişim sırasında veri odaklı mekanizmaları oluşturabilir.

Veri okuryazarlık kültürü, bir organizasyonun ya da bireyin veriyi elde etme, veriyi okuma, veriyle çalışma, veriyi analiz etme ve veriyle iletişim kurabilme konusundaki yeteneklerini iyileştirmesi, bunlardan faydalanması ve aksiyona dökmesi konusundaki süreç ve bu süreçte gösterilen yaklaşımların tümünü kapsamaktadır. Bu noktada veri okuryazarlık kültüründen bahsederken aslında iş yapma biçimi, karar verme süreçleri, çalışanların kendi arasında ve müşterilerle kurduğu iletişim aşamalarında tüm bireylerin veriyi etkin biçimde kullanabileceği bir anlayışın geliştirilmesi hedeflenmektedir. Yani kuruma özgü yaklaşım, tutum ve alışkanlıkların tümünde verinin aktif biçimde kullanıldığı bir anlayış söz konusudur. Ya da bir başka ifadeyle veri okuryazarlığı kültürünü, kurumsal kültür yaklaşımlarının merkezine veri koyarak tüm süreçte veriyi kullanmak olarak da tanımlayabiliriz. 

Böyle bir süreçte veri okuryazarlığının bitiş tarihi olan bir proje olarak ele alınmayıp birey ve kurumun sürekli geliştiği döngüsel bir öğrenme sürecinde değerlendirilmesi gerekir. Bu, veri okuryazarlığıyla kültürel öğrenme süreçleri arasındaki en önemli kesişim kümesi olarak değerlendirilebilir. Yani veri okuryazarlığı kültüründe birey ve kurum, öğrenme, geliştirme ve iyileştirme süreçlerinde bir yaşam döngüsünü takip ederek veriyi etkili biçimde kullanabilmelidir.  Bu nedenle veri okuryazarlığı kültürünü bir organizasyonda inşa etmekten söz ederken kurumun var olan kültürünü tamamen değiştirmek değil, önceden sahip olunan kurum kültürüne entegre etmek, daha doğru bir yaklaşım olacaktır.